Türk kültüründe kahve, geleneksel içeceklerden biri. Peki Türk topraklarında yetişmeyen bir içecek nasıl olmuş da bu kadar yer edinebilmiş?
Kısaca Türk Kahvesinin Tarihi
Türk kültüründe kahvenin Türk topraklarına gelişi 16. yüzyıla dayanır. İlk olarak, dönemin Yemen valisi Özdemir Paşa tarafından İstanbul’a getirilmiştir.
İbriklerde ve bakır cezvelerde kaynatılan kahve, zamanla halk arasında da yayılır ve ilk kahvehane Tahtakale’de açılır.
Zamanla kahve ve kahvehane kültürü yaygınlaşır ve Anadolu’nun dört bir tarafında kahvehaneler açılır. Günümüzde de faaliyet sürdürmekte olan kahvehaneler, bir sosyal mekan halini almıştır.
Kahvenin Türk topraklarından Avrupa’ya yayıldığı bilinir. 17. yüzyılda Venedikli tüccarlar kahveyi ve bu topraklarda geliştirilen pişirme tekniğini Avrupa ülkelerine tanıtır.
İsmini de pişirme yönteminden alan “Türk kahvesi” ile Avrupa’nın kahve serüveni başlar.
Türk Mutfak Kültüründe Kahve
Türk kahvesi tarihi kısa bilgilendirmesi ile başlayalım. Türk kültüründe kahve ilk olarak yemekleri tamamlayıcı bir görev görür. Özellikle öğle ve akşam yemeklerinin ardından, sindirime yardımcı olması amacıyla tüketilir.
Fakat, Türk kültüründe kahvenin yemek ile tek bağlantısı bu değildir. Binbir çeşit yiyecekle hazırlanan sabah kahvaltıları, aslında kahveden önce yenen öğün olarak ortaya çıkmıştır. İsmi de “kahve altı” kelimesinden gelmektedir.
Kahvenin aç karınla içilmesi, bazı mide problemlerine yol açabileceğinden, kahveden önce yenilen atıştırmalık anlamında kahvaltı kültürü de gelişmiştir. Bugün kahvaltı, eski anlamını taşımasa da, kahvaltıdan sonra bir keyif kahvesi içilir.
Türk Kahvesi Kültürü
Türk kültüründe kahve, kültürel miras olarak Türk topraklarında yer edinmeye başladıktan sonra, önemli günlerde, devlet törenlerinde, bayramlarda sunulan, vazgeçilmez bir içecek haline gelmiştir.
Kahve, Osmanlı kültürünün içine girdikten sonra ilk olarak kahvehaneler yardımıyla halk arasında yaygınlaşmıştır.
İsmini bu lezzetli içecekten alan kahvehaneler, ortaya çıktığı döneme damgasını vurmuştur. Bir sosyalleşme alanı ve kültürel mekan olarak işlemeye başlamışlardır.
Kahvehaneler, kimi zaman çeşitli gösterilerin yapıldığı, satranç oynandığı, kitapların okunduğu kültür ve eğlence mekanlarına, kimi zaman da politik tartışmaların olduğu siyasi merkezlere dönüşmüştür.
Bu mekanlar, günümüzde de neredeyse her mahallede bulunarak, bu kültürel mirasın devamlılığını sürdürmektedir.
Türk Kahvesini Özel Yapan Kültürel Yönleri Nelerdir?
Türk kültüründe kahve, evlilik öncesi yapılan törenlerin büyük bir parçasıdır. Evlilik kararı vermek için aileler bir araya geldiğinde bu tanışma töreninde kahve, adeta bir sözsüz iletişim aracı olarak kullanılır.
Aile büyükleri, evliliğe dair konuşmaları kahve ikramından sonra yapar. Evlenmek isteyen genç kız, niyetini yaptığı damat kahvesi ile belli eder.
Hatta çok eski zamanlarda yapılan bir uygulama olsa da, kahvenin çeşidine göre evliliğe olumlu bakılıp bakılmadığı bile anlaşılabilir.
Bunun yanında, bayram sabahlarında aile büyükleri tarafından tüketilir. Özel günlerde, özel bir misafire verilen değer, ikram edilen kahve ile gösterilir.
Dost sohbetlerinin en bilindik eşlikçisidir. Hatta sohbete bahanedir. İnsanlar birbirini, “kahve içmeye de beklerim” şeklinde davet eder ve samimiyetini böyle gösterir.
Türk kahvesi, telvesi ile ikram edilen tek kahve çeşididir. Ve kahve içildikten sonra dibinde kalan telvesi de, bambaşka bir kültürel ögeyi daha doğurur; kahve falı.
Türk kültüründe, kahve ile beraber kahve falının da yeri oldukça fazladır. İçilen Türk kahvesi fincanı, tabağına ters çevrilir ve bu konuda deneyimli biri tarafınan fincan açılarak, kahve telvelerinin oluşturduğu şekiller yorumlanır.
Gelecekten haber verdiğine inanılan kahve falı da, Türk kahve kültürünün bir parçasıdır.
Bunların yanında Türk kahvesi gittiği her coğrafyaya göre şekillenmiş ve kendine yer edinmiştir. Bugün sayısını bilmediğimiz kadar çok Türk kahvesi çeşidi vardır.
Bunlara; cilveli kahve, dibek kahvesi, hilve kahvesi gibi birçok örnek verilebilir.
Kahvenin kendisinin kültürde bu kadar yer edinmesi, yeni iş kapıları da açmıştır. Türklerde kahve kültürü etrafında, kahvede kullanılan fincanları, tabakları, tepsileri süslemek üzere el sanatları da gelişmiştir.
Özellikle Türk Kahve Töreni sırasında kullanılan sitil örtüsü, kahve takımı gibi araçlar da buna güzel bir örnektir.
Aynı zamanda Türk kültüründe kahve ile su ve lokum servis edilir. Bu nedenle üretilen lokumlar, dünyada Türk lokumu olarak ün yapmış ve kahve yanında aranan bir eşlikçi haline gelmiştir.
Türk Kahvesi ve Geleneği
Çok eski zamanlarda uygulanan ve günümüzde neredeyse varlığı unutulmuş bir Türk kahvesi sunumu geleneği vardır.
Misafir gelen yabancı devlet adamlarına yapılan bu merasim, o zamanın varlıklı ve saygın ailelerinde de bir mevki göstergesidir.
Türk Kahve Töreni olarak bilinen bu gelenekte 3 genç kız görev alır. Bunlar, özel kıyafetler giymiş kişilerdir. Sitil örtüsü, kahve tepsisi, kahve takımı ve bir mendil taşırlar.
Her bir genç kızın farklı görevleri vardır ve bunları sırayla yerine getirirler. Her misafirin önüne gelerek, üçü de koordine bir şekilde ellerinde getirdikleri kahveyi servis ederler.
Bu tören yaklaşık 15-20 dakika sürer ve misafire verilen önemin bir göstergesidir. Aynı zamanda kahve malzemelerinin gösterişli olması da ailenin sosyal statüsünün bir işaretidir.
Türk kahvesi kültürü ve geleneği, UNESCO tarafından “Somut Olmayan Kültürel Miras Listesi”ne dahil edilmiştir.
Bugün, Türk kahvesine dair bilinen birçok bilgi, nesilden nesile, tamamen aile içerisinde aktarılmaktadır. Toplumda bunun eğitimi özel olarak verilmez fakat herkes, kahve kültürüne dair az çok bilgi sahibidir.
Hatta Türk kültüründe kahve, atasözlerine de yansımıştır. “Bir fincan kahvenin kırk yıl hatırı vardır.” ve “Gönül ne kahve ister ne kahvehane, gönül sohbet ister kahve bahane.” sözleri de bunlara örnektir.
Sonuç olarak;
Türk kültüründe kahvenin önemi kısaca bu şekildedir. Telvesi ile pişirilen ve ikram edilen dünyadaki tek kahve çeşididir. Kahveden fal bakma geleneği sadece Türklere aittir.
Bilinen diğer kahveler “demlenerek” yapılır. Fakat Türk kahvesi “pişirilir”. Espresso gibi, hızlı tüketilen ve az zaman ayırılan bir yaşam tarzının kahvesi değildir.
Yanında sunulan eşlikçileri, pişirilme ve içilme tarzı, fal geleneği ile yavaş içilen kahve, aceleye gelmeyen bir yaşam tarzı için uygundur.